14 Kasım 2008 Cuma

Küçük Kadınlar 11. Bölüm Fragman ve Özet

HALASININ CANSU’YU ALMASI İLE ELİF YIKILIYOR.ÜSTELİK HALASINA YERLERİNİ KİMİN SÖYLEDİĞİNİ DE ÖĞRENİNCE ŞOKA GİRİYOR.MAHKEMEYİ KAZANMAK İÇİN TEK ÇARE YELİZ’İN O EVDE NEDEN İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİĞİNİ ÖĞRENMEKTİR.Halasının mahkeme sonuçlanana kadar Cansu’yu alması Elif’i çılgına çevirir. Timuçin Elif’i nasıl teselli edeceğini şaşırır. Üstelik halasına saklandıkları evi kimin söylediğini öğrenince iyice öfkelenir. Elif bütün hıncını Ali’den alır. Armi,Bilge ve Yeliz’de Ali’ye tavır koyarlar. Utku’ya hakaret dolu mektup yazan Armi,cafeye gitmediği günler kendisinin yerine onun çalıştığını öğrenince panik olur. Utku ise hiç renk vermez ve Armi’ye bir ceza vermeyi düşünür. Bulduğu ceza Armi’yi iyice şaşkına çevirir. Cansu halasının yanında mutsuzdur, her fırsatta eve gitmek ister. Şevkiye türlü türlü numara ve hediyelerle Cansu’yu kandırmaya çalışır. Elif,Cansu’yu almanın yollarını araştırır. Tek çare Yeliz’i konuşturmaktır. Alış veriş merkezinde de Yeliz,eniştesi ile karşılaşır ve yine tehditlerine mağruz kalır. Simge’nin kışkırtması ile Yeliz eniştesinden kendince intikam alır. Patronu Mihrace’yi sevgilisi için hazırlamaya giden Elif’i ise kötü bir süpriz beklemektedir.

























BEN SANA MECBURUM
"Ben Sana Mecburum"




Ali'nin Elif'e söylemek istediği şiir.




Ben sana mecburum bilemezsin




Adını mıh gibi aklımda tutuyorum




Büyüdükçe büyüyor gözlerin








Ben sana mecburum bilemezsin




İçimi seninle ısıtıyorum.




Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor




Bu şehir o eski İstanbul mudur




Karanlıkta bulutlar parçalanıyor








Sokak lambaları birden yanıyor




Kaldırımlarda yağmur kokusu




Ben sana mecburum sen yoksun.




Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur




İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur








Tutsak ustura ağzında yaşamaktan




Kimi zaman ellerini kırar tutkusu




Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından




Hangi kapıyı çalsa kimi zaman




Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu








Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor




Eski zamanlardan bir cuma çalıyor




Durup köşe başında deliksiz dinlesem




Sana kullanılmamış bir gök getirsem




Haftalar ellerimde ufalanıyor








Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem




Ben sana mecburum sen yoksun.




Belki haziran da mavi benekli çocuksun




Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor




Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden




Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun








Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor




Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin




Kötü rüzgar saçlarını götürüyor




Ne vakit bir yaşamak düşünsem




Bu kurtlar sofrasında belki zor




Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden








Ne vakit bir yaşamak düşünsem




Sus deyip adınla başlıyorum




İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin




Hayır başka türlü olmayacak




Ben sana mecburum bilemezsin.




ATİLLA İLHAN

Hiç yorum yok: